Source

Created is a Turkish-made series that started broadcasting on Netflix on 20 October, let's review this series together today! This series is one of the best Turkish series in the fantasy genre. Its story is inspired by Mary Shelley's novel Frankenstein.

I watched this series this week and finished it. I don't think the continuation will come, they seem to have made the final. I liked the functioning and plot of the series. I loved the actors and the acting, especially the character "Ihsan Hodja" was very nice. I think this character should at least get the best make-up award or something.

I also liked the way it told the story. I like old films more, especially when they are set in Istanbul, because they have to make the set of old-time Istanbul and wear appropriate clothes. I really wanted to live in those times, when people were more human. In this series, both the Turkish used, the places, and the culture were handled very well. But the subject is not so much about taking place in the past. It's about a book. The Book of Awakening.A child who reads a story of this book in his childhood is very affected by it and his whole life is affected by this book. But it is not only this child, Ziya, who is influenced by this book, İhsan Hodja also knows this book and even tries to apply it. What follows is a long summary. I recommend those who watch the series to read it. Spoiler alert.

Ihsan hodja, Ziya and Ziya's father are all scholars and doctors. Ziya comes to Istanbul both to find this book and to become a doctor and the story begins. He goes through various ordeals on his way to reach the book and finally finds it.

Ihsan hodja is a school friend of Ziya's father and wants to look after his friend's child. Ziya has always been a mischievous boy and when he is expelled from school, he makes all sorts of excuses to get himself into Ihsan Hodja's house.

He finds the things that İhsan is struggling with and gets into his head with some threats and lies. İhsan has a half copy of this book in his possession. He invents a machine based on this book and tries it on a pig. Ziya, who wants to achieve immortality, finds the book, the machine, and the workshop of Ihsan and tricks him into trying it on a human body. Ihsan, who is convinced, dies in an explosion while reviving another human being. Ziya is somewhere else at those moments. He lays Ihsan, whom he finds dead, on the experiment table, and with the effect of a force and a lightning strike on the machine, Ihsan is revived.

In the series, it is told that Ihsan returns from hell, for this, he has a huge wound on his face and his hands are burnt. He even forgot how to speak. He no longer has a
is not a man but a monster.

Ziya panics. He doesn't know what to do. The fact that Ihsan is almost like a child disturbs him and he leaves and runs away. After this point, I started to be very annoyed with the character of Ziya because it is a complete brazenness. And abandoning that innocent being is a terrible behaviour.

Ziya escapes and returns home. He intends to marry the lover he left there. Ihsan Hodja, on the other hand, wanders from place to place and improves himself. The demons of hell do not stop giving him nightmares, but he remembers himself and tries to live somehow by hiding his face from the people he encounters.

Coming to a village, İhsan hodja enters the barn of a blind woman by imitating the village madman. Realising that no harm can come from him, the woman feeds him. A conversation starts between him and the young pregnant woman staying with her and they become a family. Just as Ihsan Hodja is about to marry the woman, her relatives find the woman hiding there and kill her.

Ihsan goes mad and kills those who shot her. He threatens everyone not to harm the old woman. He picks up the young woman and takes her away. His intention is for Ziya to resurrect her. He sets off on the road, carries her in a carriage, on a sleigh and even in his lap. Snow covers the roads and he cannot move forward. When he cannot carry her any further, he buries her in the snow and goes to find Ziya.

He finds Ziya in his house on his wedding day and catches him. Leaving his wife alive, he takes Ziya away. We return to the beginning of the series when Ziya becomes very ill. He leaves Ziya to the Treasurer to cure him. And we know the whole story from Ziya's narration. Ziya recovers and tells the whole story. When Ihsan comes back and is about to take Ziya away, the treasurers fight and kill each other. A bullet hits Ziya and he dies. Ihsan, who takes Ziya away, travels a long way, but they both freeze to death while resting at the foot of a rock.

Except for the last part of the story and especially the end, I liked it very much, but I didn't like the ending at all.

Çağan Irmak, the director of the film, shot very beautiful scenes, but in the last part we are left in a dead end.

The series ends by finding out that the Storyteller that Ziya told Ziya wrote this whole story. I wish both Ihsan and Ziya had finally met their loved ones. But it ends with a very unexpected ending. I still recommend you to watch it. Thank you for reading.

TURKISH

Yaratılan 20 Ekim'de Netflix'te yayınlanmaya başlayan bir Türk yapımı dizi, gelin bugün beraber bu diziyi inceleyelim! Bu dizi fantastik türde yapılan en iyi Türk dizilerinden biri. Hikayesi Mary Shelley'nin Frankenstein romanından esinlenilmiş.

Bu diziyi bu hafta izledim ve bitirdim. Devamının geleceğini sanmıyorum final yapmışa benziyorlar. Dizinin işleyişini ve konusunu sevdim. Oyunculara ve oyunculuklara bayıldım özellikle "İhsan Hoca" karakteri çok güzeldi. Bu karakterin en azından, en iyi makyaj ödülünü falan alması gerekiyor bence.

Hikaye anlatış biçimini de beğendim. Eski tarihli filmleri, bilhassa İstanbul'da geçince daha çok seviyorum. Çünkü eski zaman İstanbul'unun setini yapmaları ve uygun kıyafetler giymeleri gerekiyor. O zamanlarda yaşamayı gerçekten isterdim. İnsanın daha çok insan olduğu zamanlar. Bu dizide de hem kullanılan Türkçe, hem mekanlar, hem de kültür çok güzel bir şekilde işlenmiş. Ama konu eskide geçmesiyle çok ilgili değil. Konusu bir kitapla alakalı. Kitab-ı Kıyam. Bu kitabın bir hikayesini çocukluğunda okuyan bir çocuk, bundan çok etkilenir ve tüm hayatı da bu kitaptan etkilenir. Ama bu kitaptan etkilenenler sadece bu çocuk yani Ziya değildir, İhsan hoca da bu kitabı bilir ve hatta uygulamaya çalışır. Buradan sonrası uzun bir özet şeklindedir. Diziyi izleyenlerin okumasını tavsiye ederim. Spoiler içerir.

kaynak

İhsan hoca, Ziya ve Ziya'nın babası hep ilim insanıdır, doktordurlar. Ziya hem bu kitabı bulmaya hem de doktor olmaya İstanbul'a gelir ve hikaye başlar. Kitaba ulaşma yolunda çeşitli çileler çeker ve sonunda bulur.

İhsan hoca, Ziya'nın babasının okul arkadaşıdır ve arkadaşının çocuğuna göz kulak olmak ister. Ziya hep biraz afacan bir çocuktur ve okuldan atılınca türlü bahanelerle kendini İhsan Hoca'nın evine, yanına sokar.

İhsan'ın uğraştığı şeyleri bulur ve biraz tehdit, biraz da yalanla beraber onun aklına girer. İhsan bu kitabın yarım bir kopyasını elinde bulundurur. Bu kitaba dayanarak bir makine icat eder ve bunu bir domuzun üzerinde dener. Ölümsüzlüğe ulaşmak isteyen Ziya bu yolda bir makine yapan İhsan'ın kitabını ve makinesini, atölyesini bulur ve bir insan bedeni üzerinde denemek için İhasan'ı kandırır. İkna olan İhsan bir başka insanı canlandıracakken meydana gelen patlamada ölür. Ziya o anlarda başka bir yerdedir. Ölü halde bulduğu İhsan'ı deney masasına yatırır ve bir gücün etkisi ve makineye düşen bir yıldırımla İhsan dirilir.

Dizide İhsan'ın cehennemden geri döndüğü anlatılıyor bunun için yüzünde kocaman bir yara olur ve elleri yanmıştır. Konuşmayı dahi unutmuştur. Artık bir
insan değil bir canavardır.

Ziya panik olur. Ne yapacağını şaşırır. İhsan'ın neredeyse çocuk gibi oluşu onu rahatsız eder ve bırakıp kaçar. Bu noktadan sonra Ziya karakterine çok gıcık olmaya başladım çünkü tam bir yüzsüzlüktür yaptığı. Ve o masun varlığı terk etmesi korkunç bir davranıştır.

Ziya kaçar ve evine geri döner. Orada bıraktığı sevgilisiyle evlenme niyetindedir. İhsan hocaysa oradan oraya savrulur ve kendini geliştirir. Cehennem zebanileri kabuslarını bırakmaz ama İhsan artık kendini hatırlıyordur ve karşılaştığı insanlardan yüzünü gizleyerek bir şekilde yaşamaya çalışır.

Bir köye gelen İhsan hoca, köyün delisinin taklidini yaparak kör bir kadının ahırına girer. Ondan zarar gelmeyeceğini anlayan kadın onu besler. Kadının yanında kalan genç hamile kadın ile aralarında sohbet başlar ve aile olurlar. Tam İhsan hoca kadınla evleneceği sırada Kadının akrabaları orada saklanan kadını bulur ve onu öldürür.

İhsan deliye döner ve onu vuranları öldürür. Yaşlı kadına zarar gelmemesi için herkesi tehdit eder. Genç kadını alır ve götürür. Niyeti Ziya'nın onu diriltmesidir. Yola çıkar, at arabasına, kızakta hatta kucağında kadını taşır. Yolları kar kaplar ve ilerleyemez. Daha fazla taşıyamayınca kadını karlar içine gömer ve Ziya'yı bulmaya gider.

Ziya'yı düğün gününde evinde bulur ve yakalar. Karısını sağ halde bırakıp, Ziya'yı alır ve götürür. Ziya çok hastalanınca dizinin başına döneriz. Ziya'yı iyileştirmesi için Hazinecilere bırakır. Ve biz tüm hikayeyi Ziya'nın anlatışından biliriz. Ziya iyileşir ve tüm hikayesinin anlatır. İhsan geri gelir ve Ziya'yı götürecekken Hazineciler kavga eder ve birbirlerini öldürür. Bir kurşun Ziya'ya denk gelir ve ölür. Ziya'yı alıp götüren İhsan, uzun yol gider ama bir kayanın dibinde dinlenirken ikisi birden donarak ölür.

Hikayenin son bölümü hariç ve özellikle sonu hariç ben çok beğendim ama finaliini hiiç beğenmedim.

Filmin yönetmeni Çağan Irmak, çok güzel sahneler çekmiş ama son bölümde bir çıkmazın içinde kala kalmış halde kalırız.

Tüm bu hikayeyi de Ziya'nın anlattığı Hikayecinin kaleme aldığını öğrenerek bitiyor dizi. Keşke sonunda İhsan da Ziya da sevdiğine kavuşsaydı. Ama çok beklenmedik bir sonla bitiyor. Yine de izlemenizi tavsiye ederim. Okuduğunuz için teşekkürler.