Source

Hello everyone and hello Barbie, hello Ken! Like many of you, I went to see this film and this post will be about this film.

As you know, two new films have been released in the last weeks and I haven't been to the cinema for a long time. I didn't want to miss these films. Since I was working on weekdays, I went to the film I could find a place last weekend and that was Barbie. I want to go to the Oppenheimer film in the coming weeks.

Now let's come to the film Barbie. If my post is read by people who have not seen the film, there may be spoilers. So I warn you from the beginning.

A shot I took at the cinema

In the first scenes of the film, the idea of the birth of Barbie dolls was explained. In this scene, the children brutally breaking and destroying the old type toys in their hands was one of the things that I did not like in the first minutes and found negative in the film.

Then we saw Barbie's dream house and Barbieland, which was really wonderful and a place one would want to live in. Everything was pink and everything was beautiful. Then we started to understand the plot of the film and we came to the real world, where things were really funny. The rest of the film was a lot of fun. Barbie's realization that the real world was not what she thought it was and her return to Barbieland. But it's not the same as she left it. Ken was a funnier character. Especially his fondness for horses made me laugh a lot in the cinema.

Then they decided to somehow fix Barbieland, which Ken had broken, and they set to work.

A shot I took at the cinema

I have to admit that the scene where the Ken's fight was one of my favourite scenes. It was very enjoyable to watch this scene where they reached the peak of imagination. It also had a bit of a musical atmosphere. In the end, Barbieland was taken back and everything was settled. It was generally enjoyable to watch, but I honestly don't think it's a film that everyone should watch.

With hundreds of adverts and shows, a lot of people filled the halls, but I don't think it deserves it as a subject. Only the visuals were beautiful. It was a labour of love. And really Margot Robbie was very beautiful 😍

The fact that everything is pink has created a pink trend in people. Many people wore pink in the cinema hall and that day I used pink things while getting ready. One of them was of course the colour of the eye shadow I applied on my eyelid. I took care to catch the pink harmony with my nail polishes, blouse and jewellery. I was sorry that I almost didn't take any pictures that day. I was almost late for the film and I put my phone in my bag to focus on the film. That's why I didn't take many pictures, but I will make sure to take more at Oppenheimer.

Goodbye, see you in the next film review...

TURKISH

Selam herkese ve selam Barbie, selam Ken! Bir çoğunuz gibi ben de bu filmi izlemeye gittim ve bu yazımda bu film hakkında olacak.

Malum geçen haftalarda vizyona iki yeni film girdi ve ben de uzun zamandır sinemaya gitmemiştim. Bu filmleri kaçırmak istemedim. Hafta içi çalıştığım için geçen hafta sonu yer bulabildiğim filme gittim bu da Barbie'ydi. Gelecek haftalarda da Oppenheimer filmine gitmek istiyorum kısmetse.

Şimdi gelelim Barbie filmine. Yazılarım filmi izlememiş kimselerce okunursa spoiler olabilir. O yüzden baştan uyarıyorum.

Sinemadan çektiğim bir kare

Filmin ilk sahnelerinde, Barbie bebeklerinin doğuş fikri anlatılıyordu. Bu sahnede çocukların ellerindeki eski tip oyuncakları vahşice kırıp dökmeleri daha ilk dakikalarda hoşuma gitmeyen, filmde negatif bulduğum şeylerdendi.

Daha sonra Barbie'nin rüya evini ve Barbieland'i gördük. işte burası gerçekten harikaydı ve insanın yaşamak isteyebileceği bir yerdi. Her yer pembe ve her şey güzeldi. Daha sonra filmin konusunu anlamaya başladık ve gerçek dünyaya geldik. İşte buradaki olaylar gerçekten komikti. Filmin geri kalanı neşeli geçti. Barbie'nin gerçek dünyayı sandığı gibi bir yer olmadığını fark edişi ve Barbieland'e geri dönüşü. Ama bıraktığı gibi bulamayışı. Ken daha komik bir karakterdi. Özellikle atlara olan düşkünlüğü beni epey güldürdü sinemada.

Daha sonra Ken'in bozduğu Barbieland'i bir şekilde düzeltme kararı aldılar ve işe koyuldular.

A shot I took at the cinema

İtiraf etmeliyim ki, Ken'lerin kavga ettiği sahne benim favori sahnelerimden oldu. Hayal gücünün doruklarına ulaştıkları bu sahneyi izlemek çok keyifliydi. Biraz müzikal havası da vardı. Sonunda Barbieland geri alındı ve her şey tatlıya bağlandı. İzlemesi genel olarak keyifliydi ama herkesin izlemesi gereken bir film oldğunu da düşünmüyorum açıkçası.

Yapılan yüzlerce reklam ve şovlarla birlikte, bir çok insan salonları doldurdu ama çokta hak ettiğini düşünmüyorum konu olarak. Sadece görseli güzeldi. Emek verilmişti. Ve gerçekten Margot Robbie çok güzeldi😍

Her şeyin pembe oluşu insanlarda da bir pembe akımı yarattı. Sinema salonunda bir çok insan pembe giymişti ve o gün ben de pembe şeyleri kullandım hazırlanırken. Bunlardan biri de göz kapağıma sürdüğüm farın rengiydi elbette. Ojelerim, bluzum ve takılarımla pembe uyumu yakalamaya özen gösterdim. O gün neredeyse hiç fotoğraf çekmediğime üzüldüm. Filme neredeyse geç kalıyordum ve filme odaklanmak içinde telefonumu çantama koymuştum. O yüzden pek resim çekilemedim. Ama Oppenheimer da daha çok çekmeye dikkat edicem.

Bir sonraki film eleştirisinde görüşmek üzere hoşça kalın...